
Röportaj Alper Coşkun
1) Eser sahibi kimdir? Sizi biraz daha yakından tanıyabilir miyiz?
Tabi ki. Ben Alper Coşkun. 2004 Hatay doğumluyum. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü 3. sınıf öğrencisiyim. Ortaokul yıllarımda başlamış olduğum yazma serüvenine devam etmekteyim. Yıllardır severek yazmaktayım ve bu durum hayatımın bir rutini haline gelmiş durumda.
2) Hayatınızın dönüm noktaları, yazarlığa yönelmenizde etkili olan olaylar nelerdi?
Bu süreçteki en önemli ve ilk dönüm noktam, 7. sınıfta ilk şiirimi yazmamı sağlayan Türkçe öğretmenim Ali Anuştekin’in bana olan desteğiydi. O zamana kadar şiire, daha doğrusu edebiyata karşı bir ilgim yokken kendimi keşfetmemde etkili olmuştu. Sayesinde özellikle şiire karşı artan ilgim bu günlere kadar şekillendi. Şiir yazmayı bir iş ya da iyi olma kaygısını taşıdığım uğraş olarak görmedim hiç. Kendimi herkese rahatça ifade edebilen birisi değilim. Kendimi ifade etmemdeki en iyi yolum ise daima kalemime sarılmak oldu.
3) Yazarlık serüveninizde kaleme aldığınız ilk eser mi? İlk eseriniz neydi?
Evet, ‘’Karanfil Lekesi’’ ilk eserim oldu.
4) Bu ilk adım size ne hissettirdi?
Uzun zamandır üzerine düşündüğüm, hayalini kurduğum bir eserdi. İlk kitabım olması da ayrı bir heyecandı benim için. Yıllardır üzerine koymaya çalıştığım birikimin ilk meyvesi oldu. Bir hayali gerçekleştirebilmek gibisi yok.
5) Eserlerinizde tekrar eden temalar ya da sizi yansıtan karakterler var mı?
Kitabım genel olarak şiirin yapı taşlarından gördüğüm iki duygu üzerinde tekrar etmekte. Bunlardan birisi aşk, diğeri ise yalnızlık.
6) Yazarken size ilham veren şey nedir?
Hayatta ilham olabilecek birçok şey var şüphesiz. Bana ilham veren şeyler somut kavramlardan ziyade yaşadığım olaylar ve düşüncelerimin karmaşıklığı diyebilirim. Daha açık ifade etmem gerekirse yağmur yağması ya da sonbaharın gelmesinden çok çözüme kavuşturamadığım, konuşarak yeterince ifade edemediğim duygu ve düşünce birikimleri oldukça saatlerce şiir yazabilirim.
7) Bir fikri yazıya dönüştürmeye iten duygu ya da an nedir?
Duygu olarak bakıldığında yazmaya iten en temel duygunun aşk olduğunu düşünmekteyim. Tabi ki şiir yalnızca aşk ile özleştirilebilecek bir kavram değil fakat aşkın en iyi ifade edilebildiği tür şiirdir kanımca.
8) Bir yazar olarak üretim rutininiz nasıldır?
Şiirin bu hususta diğer çoğu türden biraz ayrıştığını düşünüyorum. Örnek verecek olursam; bir roman ya da hikaye yazarının eserini yazarken aktardığı duygu değişimlerinin, düşünce yapısının olay kurgusunda bariz bir kesinti ve zıtlık oluşturmaması adına belirli rutinlerle ya da kısa aralıklar belirleyerek eserini ortaya koyabilmesi gerekmektedir. Ama şiir için aynı şeyi söyleyemeyiz çünkü şiir, kimi zaman da duygu zıtlıklarının oluşturduğu bir sanattır. Benim üretim sürecim ise oldukça değişken. Haftalarca şiir yazmadığım zamanlarım da oldu, her gün hatta gün içinde art arda yazdığım zamanlarım da.
9) Belirli bir yazma saatiniz ya da ritüeliniz var mı?
Yazmak için kendimi şartladığım bir saat yok fakat genel olarak akşam saatleri oluyor. Herhangi bir ritüelim ise yok. Bir kalem bir de kağıdım olsa gerisi çok önemli olmuyor.
10) Yazma sürecinde sizi en çok zorlayan şey neydi?
Bu süreçte en zorlandığım durum kitap için seçicilik göstermeye başladığımda yazdıklarımın bir türlü yeterli gelmemesi ve beğenmememdi. Çevremde okuyan insanlardan olumlu dönüşler alsam da kaç tane şiirimi bu sebepten dolayı dahil etmedim hatırlamıyorum. Bu yetersizlik durumu beni çok ikileme düşürmüştü.
11) Hiç vazgeçme noktasına geldiğiniz oldu mu?
Evet bir kere oldu. Pandemi sürecinde bir yıl boyunca edebi anlamda hiçbir şey yazmadım. Asla yazmak istemiyordum. Sonrasında pandeminin son zamanlarında lisedeki Türk Dili ve Edebiyatı hocam olan Şükran Çakar Başdağ ile tanıştım. Kendisi beni tekrardan yazma ile, şiir ile barıştırdı. Desteğiyle yeniden kaldığım yerden şiirler yazmaya devam ettim ve bugün hala yazmaktayım. Bir daha da bırakacağımı sanmıyorum.
12) Eserlerinizin ana fikirleri ya da vermek istediğiniz temel mesaj nelerdir?
Bir şiir hakkında onlarca farklı yorum ve çıkarım yapılabilir. Benim herhangi bir şiirimde belirtmek istediğim duygu, başka bir okur tarafından farklı bir bakış açısı ile değerlendirilebilir. Tabi ki kendimce okurun benimsemesini amaçladığım ana fikirler eserde mevcut. Kitapta yer alan şiirlerin çoğunda yer alan aşk duygusu, yalnızca kendi yaşantımdan anlattığım hisleri sergilemek veya övünmekten ibaret bir olgu değil. Burada amaçladığım temel husus aşkın yaşam içine dahil olduğunda ne denli etkisi altına aldığının yanı sıra tıpkı kırıldığında birçok rengi ortaya çıkaran beyaz gibi aşkın da birçok hissi bünyesinde barındırdığı ve her insanın ne olsa da bu duyguyu tatması gerektiğidir. Kitapta fark edileceği üzere şiirler yalnızca mutlu bir aşkı ya da hüznü ele almamakta. Aşkın dört mevsimini de barındırıyor desem yanlış olmaz. Asıl mesaj da burada. Hüznüyle, neşesiyle, özlemiyle… Herkes aşık olabilmeli.
13) Okuyucular neden sizin kitabınızı okumalı?
Yalnızca tek duyguya hitap etmediğimi düşünüyorum. Okuyucunun bir kitabı, bir şiiri sevmesi o eseri özleştirebilmesinden geçer. Dolayısıyla hasret çekmemiş birinin yalnızca hasreti barındıran şiirleri benimseyemeyişi olağandır. Okurların kitabımı benimseyeceğini düşündüğüm konu bu. Farklı düşüncelere sahip, farklı duyguları bünyesinde barındıran insanların kendisine ait hissedeceği bir şiirin mutlaka kitabımda olduğunu düşünüyorum.
14) Sizi diğer yazarlardan ayıran şey ne olabilir?
Bunu benden ziyade okuyucuların bileceğini düşünüyorum. Kendimi farklı ya da üstün görmüyorum. Kitabımda yer alan her şiir benden bir parça gibi. Yaşanmış en yoğun duyguları, anlatabileceğim en yalın şekilde ve şiirin formu gereği sınırlı olan kelimelere sığdırarak yazabilmeye gayret ettim. Belki bu durum beni ayırmıştır.
15) Son olarak, edebiyat yolculuğunda olan genç yazarlara ve yazar adaylarına ne söylemek istersiniz?
Yaşamda kendine ait bir iz bırakabilmek, hayalini gerçekleştirmek tarif edilemez bir hismiş. Ben de bunu henüz yeni tatmaktayım. En azından benim için kitap çıkarmak uzun bir süreçti. Gerçekten eserin içime sinmesi gerektiğini düşündüğüm için bıkmadan usanmadan silip silip yazdım. Önerebileceğim yegane tavsiye sabırdır. Kitabımda yer alan 61 şiir var fakat bu 61 şiiri yazabilmek için bir o kadar daha hatta belki daha fazla şiiri eskitmişimdir. Onun için bıkmadan usanmadan yazın. Umarım ki hayalini kuran herkes bu hissi yaşayabilir.

