ŞİİR YAZMAK
Son zamanlarda en çok duyduğum soru “Herkes şiir yazabilir mi?” ya da “Ben şiir yazmak istiyorum ama yazamıyorum” cümlesidir.
Şiir, duyguların mısralar hâlinde yazılmasıdır. Şiir okumayan birinin şiir yazması mümkün değildir. Kitap okumayan birinin kitap yazmasının mümkün olmadığı gibi. Bir duyguyu hissetmek, onu şiire dönüştürmek için yeterli değildir. Tek başına duygu ya da tek başına okumak değil; yani okuyan ve duygulara sahip insan yazabilir. Belki bu düşünceme karşı çıkmak isteyecek, şerh koyacaksınız. Karşı çıkanlara ise şunu sormak isterim: “Alfabeyi öğrenmeden okuyabildiniz mi?”
Hangi konuda, hangi hece ölçüsünde yazacaksın sevgili kardeşim?
Ya da serbest nazımdan kimin haberin var? Okumadığın bir türde yeni eserler yazamazsın kardeşim. Bazı örnekler vereyim.
Serbest ölçüyle yazılan Orhan Veli Kanık’ın muhteşem şiirine bakalım:
ANLATAMIYORUM
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu,
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum,
Anlatamıyorum.
Duygunun hâkim olduğu bu muhteşem şiir, serbest ölçünün bir örneğidir. Beş Hececiler’den biri olan Faruk Nafiz Çamlıbel’in Çoban Çeşmesi ise 11’lik hece ölçüsüyle yazılmıştır:
ÇOBAN ÇEŞMESİ
Derinden derine ırmaklar ağlar,
Uzaktan uzağa çoban çeşmesi.
Ey suyun sesinden anlayan bağlar!
Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi?
Gönlünü Şirin’in aşkı sarınca,
Yol almış hayatın ufuklarınca;
O hızla dağları Ferhat yarınca,
Başlamış akmağa çoban çeşmesi.
…
Bu anlattıklarım farklı geliyorsa, aruz vezninden hiç bahsetmeyeyim. Ancak mutlaka aruz vezniyle yazılmış şiirlerden de okumalısınız. Her okuyucu aynı şiiri beğenmeyebilir. Unutulmamalı ki herkesin beğeneceği, ona hitap eden bir eser mutlaka vardır. İçinizde, bazen derinlerde bir yerde yazma arzusu ve yeteneği de vardır. O yeteneği ortaya çıkarmak için, önce okumalısın sevgili kardeşim.
Kitap okumak için bahane gerekmez. Kitap okumak bir eylemin ötesinde, bir ihtiyaç, bir yaşam tarzıdır. Yazılan her dizeye saygı duyarım ama hayatında hiç şiir okumamış birinin “Ben de şiir yazmak istiyorum” sözüne vereceğim tek cevap: Önce okumalısın. Okudukça, içindeki o duygular beslenirken, sözcük hazinen de gelişecektir. Şiir, gecenin bir vakti bile kapını çalabilir. Hazırlıklı olmalısın. Birkaç mısra yazmak için gecenin dördünde uyanıp yazıp, sonra tekrar uyuduğumu bilirim.
Nakış nakış işlemeye başladığınızda şiirleri, ben o mısraları okumak ve anlatmak için sabırsızlıkla bekliyor olacağım.
Yıldız Sarar
