
VARYASYON KALEMLER DERGİSİ RÖPORTAJ SORULARI
- Eser sahibi kimdir? Sizi biraz daha yakından tanıyabilir miyiz?
Merhaba ben Salih Kuvvetli ışık. İki tane kız çocuğu olan bir aile babasıyım. 1985 yılında Ankara da doğdum ve halen Ankara da yaşıyorum. Ailemle birlikte vakit geçirmekten, yeni yerler görmekten, kitap okumaktan ve artık yazmaktan keyif alırım.
- Hayatınızın dönüm noktaları, yazarlığa yönelmenizde etkili olan olaylar nelerdir?
Hayatımın dönüm noktası “şudur” diyebileceğim bir olay yaşamadım ama kitap yazmak sanırım bundan sonra dönüm noktam diyebileceğim bir eylem haline gelmiş bulunmakta. Büyük kızımın Öğretmeni onu bir kısa öykü yarışmasına sokmuştu, kızım da benden yardım istedi. Ona yapmış olduğum yardım beni yazmaya yöneltti. Arkadaşlarımın da cesaretlendirmesiyle benim yazarlık serüvenim başlamış oldu.
- Yazarlık serüveninizde kaleme aldığınız ilk eser mi? İlk eseriniz neydi?
KİRLİ İYİLİK-UMUT Benim ilk eserim.
- Bu ilk adım size ne hissettirdi?
İlk başlarda kitap olacak hissi yoktu. Sadece yazıyordum. Yazdıklarımı birkaç arkadaşıma okuttuktan sonra bir şeyler yaptığıma ve yapacağıma inanmaya başladım. Yazdıkça da heyecanlandım. Kelimelerle kendime bir dünya inşa ediyordum ve bu dünyanın da patronu ben olduğumu hissettim.
- Eserinizde tekrar eden temalar ya da sizi yansıtan karakterler var mı?
“Birinin Umudu Diğerlerinin Felaketi, Umudun Ölüme Giden Hikayesi” temasıyla başlayan kitabım Aşk, Entrika, İhanet ve Cinayet’in olduğu Dram, Gizem ve Polisiye dolu bir roman. “Umut” temalı bir başlangıcın devamında karakterlerin başından geçen olayların kurgulandığı ve sonuç olarak Kirlenen İyiliklerden bahsettiğim bir roman. Tamamıyla beni yansıtan bir karakter yok fakat her yazar karakterlerine kendinden bir parça eklediğini düşünüyorum.
- Kendinizi yazdığınız karakterlerde bulduğunuz oldu mu?
Her karakterde olmasa da bir karakterde kendimi hissettim. Belki de ona daha çok önem verdim.
- Yazarken size ilham veren şey nedir?
Belli bir ilham kaynağım olduğunu söyleyemem ama hikayeleri kurgularken başkalarından dinlemiş olduğum anıları kurguladım. Sanırım ilham kaynağım onlar diyebilirim. İnsanlarla iletişimde olmak.
- Bir fikri yazıya dönüştürmeye iten duygu ya da an nedir?
Bir fikir bulduğumda sadece düşünüyorum. Buradan nereye kadar gidebilirim? Devamında ne yapabilirim? Güzel olur mu? Kafamda tasarladığım bu soruların cevaplarını bulduğumda kendiliğinden yazı haline gelmiş oluyor. Önemli olan bir fikrin oluşabileceği duygusal anı yakalamış olmam. Bu gülerken de olabiliyor, üzülürken de.
- Bir yazar olarak üretim rutininiz nasıldır?
Kitabımı bölümler halinde yazdım. Her bölüm bittikten sonra birkaç gün ara verdim. Bu da bana diğer bölümün kurgusuna odaklanmam için zaman verdi.
- Belirli bir yazma saatiniz ya da ritüeliniz var mı?
Televizyonun sesini kısarım ve karanlık bir ortamda onun ışığının eşliğinde yazarım. Genelde gece yazarım.
- Yazma sürecinde sizi en çok zorlayan şey neydi?
Bölümler arasındaki bağın kopmaması ve hikayenin temasından çıkmamak için yazdığım her bölümü tekrar tekrar okumak beni çok zorlamıştı. Çünkü her okuduğumda bir yeri beğenmeyip tekrar yazmak bayağı zorlamıştı.
- Hiç vazgeçme noktasına geldiniz mi?
Bunu hiç düşünmedim. Hikayenin başladığı andan itibaren sonunun nasıl olacağını kurgulamıştım. O yüzden vazgeçmeyi aklıma bile getirmedim.
- Eserlerinizin ana fikirleri ya da vermek istediğiniz temel mesajlar nelerdir.
Aslında bir kitaptan bir çok mesaj çıkabilir. Okuyucuların kitap da yaşanan olaylara nereden baktığıyla alakalı bir durum. Ben umutla başlayan hikayemde yaşanan dramı anlatmaya çalıştım. Bunun yanı sıra evlilik hayatından da bahsettim. Ana karakterlerimden birisi konsomatrist. Okuyucular onun hayatını da mesaj olarak alabilir.
- Okuyucunun metnin sonunda zihninde neyle kalmasını istersiniz?
Seri bir hikaye olacak. İnsanların ilk kitabı okuduktan sonra devamlı soru sorması zihinlerinde bir merak oluştuğunu hissettirdi. Benim de amacım buydu.
- Okuyucular neden sizin kitabınızı okumalı?
Bir konsomatristin hayatı gibi algılansa da kitabımda gerçek hayatta yaşanmış olayları kurguladım. Okurken insanlar kendi hayatlarından birer parça bulacak. “ ben bunu yaşadım” ya da “bir arkadaşımın başına böyle bir olay gelmişti” diyecekler. Ben kitap okurken akıcı bir dille yazılan ve devamlı heyecan olan kitapları okumayı severim, sevdiğim gibi de yazdım. Keyifle, heyecanla, merakla ve hızlı bir şekilde okuyacakları bir kitap. 440 sayfa olmasına rağmen 8 saatte bitiren bir okuyucum var.
- Sizi diğer yazarlardan ayıran şey ne olabilir?
Henüz bir kitap yazdım. Kendime dahi “yazarım” diyemezken böyle bir ayrım yapmak yanlış olur diye düşünüyorum.
- Son olarak, edebiyat yolculuğunda olan genç yazarlara veya yazar adaylarına ne söylemek istersiniz?
Bende daha yolun başında olduğum için onlara sadece bana söylenenleri söyleyebilirim. Yazmak çok kolay bir şey değil, herkesin yapmaya cesaret edemediği bir iş, kendinizle gurur duyun. İyi ya da kötü bir kitap yazabilmek gerçekten gurur verici bir şey.
